bugünlerde yağız dan arta kalan vaktimi balkon bahçemde geçiriyorum.çiçeklenmeye başladım yeniden..herzamanki yerlerini değiştirdim.mutfak balkonundan yatak odası balkonuna geçirdim tüm çiçeklerimi. burası sabah güneşide gördüğünden daha iyi olacağı düşüncesindeyim. bahçede renkler hakim. yukarıda gördüğünüz şakayığım. çok güzel lerdi. zamanı geçmeden sizin için çekmiştim resmini.
bu çiçeğin edinmemin tuhaf bir öyküsü var. geçen sene iş için elemanla mersin üstündeki köylere gitmiştik. tam dönüşte şakayıkları farkettim. rüya gibiydi. tek katlı müstekil dışı beyaz boyalı bir evdi. evin ön tarafını duvar la çevirmişler en gin bir duvar.ve o duvarın üstü büyük küçük tenekelerde şakayıklarla dolu. yetmemiş evin etrafındaki toprağa şerpmişler oralardanda dolmuş taşmış. yani bembeyaz evin önü ve yanları kıpkırmızı. hemen arabayı durdurdum ve elemana dedimki ben bu çiçekten almadan şurdan şuraya gitmem. git çal kapıyı dedim. kapıyı çalıyor kimse yok. etraftaki evlere sesleniyoruz kimse yok. en sonunda dayanamadım ve etrafa saçılmış küçük bir tenekeyi kolumun altına aldım arabaya yerleştirdim:) elemanada dedimki bir daha gelişinde buraya uğrayıp aldığımızı söylüyorsun. bir sonraki seferde gitmiş ve teyze onları zaten beğenen geçerken alsın diye koydum demiş:)aghhh bilsem o büyük tenekeyi alırdım:)
şakayığın yaprakları maydanoza benziyor.suyu seviyor.ama yinede sulamak için iki sulama arasında toprağın kurumasını bekliyorum.çok beklenirse yaprakları eğiliyor.çok susuz kalamıyor yani. mart nisan gibi çiçek açıyor.çiçeklerini döktükten sonra toprak dışında bişey kalmıyor.bende saksıyı serin bir yerde saklıyorum. bahçe yazıları devam edecek:)
not:ali yağız büyümeye devam ediyor..