31 Mart 2010 Çarşamba

teşekkür yazısı

hayatımdaki d'leri tanımayan varmı? tanımıyorsanız büyük kayıp. mutlaka sitesine bir bakın. o kadar güzel fotoğraf çeker ki, öyle güzel detaylar yakalar ki seyrine doyamazsınız.önceki yazılarımdan birinde şu büyük resim ekleme ve ileri tarihli yazı yayınlamayı sormuştum. karşılığında kırk kere teşekkür ederim demiştim. sevgili pınar kırk kere teşekkür:) kırk kere yazayım istersen ev ödevi gibi ne dersin.  yardımların sayesinde iki işi de çözdüm. kocaman sarılıyorum sana...


diğer bir teşekkür de sevgili hayatımın renkleri burcu'ya. fotoğraf tekniği ile ilgili sorularımı sabırla:) ve içtenlikle cevapladığı için. bu arada burcu bir yerden para çıksada bir makine alsam ne güzel olur değil mi?? şöyle canon d 500 ya da nixon d90:)))


bu blog olayını bu yüzden seviyorum. yüzünü görmediğin insanlarla güzellikler paylaşmak, yardımlaşmak, üzülmek, sevinmek.. olağanüstü bir şey.. iyiki burdayım.. iyiki varsınız..

bahar geldi..


kalanşolar kırmızıya büründü. ne dayanıklıdır bir bilseniz. soğuk, sıcak ,yağmur hiç farketmez. sıkı sıkıya tutunur hayata.. ah biz insanlarda öyle olabilsek. ne güzel olur!!!





 bahçemizin sarı papatyaları. her sene kurudukları yerden yeniden yeşerirler. üstelik azaltmak için her sene köklü çekeriz. bir sonraki sene bir bakmışsın yine bir yerlerden gülüsemiş bize:) buda sıkı sıkıya tutunanlardan. hatta fazla inatçı..

29 Mart 2010 Pazartesi

oğul..




o kirpikler orada öyle duruyor sanıyorsun..
ahh bir de yüreğime sor..her biri nasıl ok yüreğimde..



öyle büzüyorsun ya dudaklarını..gözlerimde yaş birikiyor..nasıl mahsun geliyor dudakların..sanırsın ki sadece sende var öyle dudak..biri altta biri üstte..

"aşk neylesin beni, benim ömrüm bir dudak bükümü..."

siyah beyaz zamanlardan bir fotoğrafında olsun istedim.


dün sen o devrilen dolabın altında öyle ağlamadan durdun ya.. o korkmuşlukla ordan bana baktın ya. anladım şu göğsümde duran yürek benim değil..sen içimde büyürken, ben görmeden bilmeden onu çoktan almışsın elimden. o senin için atıyor.. sen varsan var, yoksan yok...

not: tırnak içindeki dize alıntıdır.

26 Mart 2010 Cuma

sitildirektörü aracılığıyla okulumuza tuvalet kampanyası

canlar sevgili stildirektörü bir kampanyayı duyuruyor. sizden ricam sitelerinizde duyurmanız ve bir katkı sağlamanız. yazıyı olduğu gibi aktardım. lütfen sizde bir el atın



"Bir arkadaşım güzel bir projeye katkıda bulunmamı rica etti, seve seve kabul ettim.

Benim de sizlerden ricam blogunuzun konsepti dışında olsa bile paylaşırsanız çorbada hepimizin tuzu olur.

Blogu olmayan okurlarımdan ricam e-posta olarak paylaşmaları.

Bu sayede kocaman bir yürek olsak hoş olmaz mı?

Tuvaleti olmayan okullara tuvalet yapılacak malzemeleri temin edecek gönüllüler bulan Okulumuza Tuvalet diye bir site var.

Aşağıdaki mesela en acil tuvalet bekleyen okul.

Erzurum Karayazı ilçesinin 8 km uzağındaki Karaağıl köyünde Karaağıl İlköğretim Okulunda çalışmakta olan 1-A sınıf öğretmeniyim.göreve başlayalı henüz 5 ay oldu.Bu ilköğretim okulunda bir çok öğrenci bulunmakta. 1.sınıf öğrencilerim benden tuvalet için izin istediklerinde o tenekeden yapılmış derme çatma kulübeye gidiyorlar su olmayan bu tuvalet bozmasında keskin bi koku olmasına rağmen burayı kullanmak zorundalar. Üstelik biz öğretmenler için de durum böyle. Öğrencilerimin ellerinde çok fazla siğil var. Ellerini yıkayacak bir ortam olmadığından da bu virüs hastalığı öğrenciden öğrenciye bulaşıyor. Okuluma tuvalet yapılmasını isterken onlara temiz olma alışkanlığı kazandıracağıma da söz veriyorum. Gereğinin yapılmasını arz ediyorum.


Ülkemizin içler acısı durumu!
Hele ki; melek kalpli öğretmen; "temiz olma alışkanlığı kazandıracağıma da söz veriyorum. " Bu açıklamayı yapmak zorunda kalmamalıydı :(

Desteğinizi bekliyoruz arkadaşlar....

( sitldirektörünün blogundan alıntıdır)

25 Mart 2010 Perşembe

Şairler Hep Var Olsun Diye..

Çok uzaklarda ise sevdiğin bir dostun.. onsuz yarım isen.. onsuz kayıpsa tüm çocukluğun ya da gençliğin.. haber yoksa gittiği yerlerden.. boynu bükük kaldıysa evcilik oyununun körebenin ya da yakartopun.. hasretle anıyorsan dostunu .. dinle ne der Ahmet Telli,




Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açan


Bulutlara, rüzgara asarım suretini her akşam


Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar


Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun


Unutma dostumsun sen, neredeysen orada ölmek isterim







Dem vuruyorsan yalnızlıktan ve acıtıyorsa ruhuna batan pençeleri. Hiçbir söz teselli olmuyorsa, hiçbir varlık gidermiyorsa yalnızlığını. Kalabalığını kaybettiğine yanıyorsan ve bu yalnızlık baki diyorsan. Dinle ne der Cahit Külebi:





Ben yalnızlığı


Gökte uçar gördüm


 Ben yalnızlığı


Garip naçar gördüm

 
Ben yalnızlığı


Gelip geçer gördüm.


not: devam edecek..şairler hep var olsun diye.. (isteyen herkes katılabilir)



24 Mart 2010 Çarşamba

deneme

...............

toplaşabilir misiniz başıma


arkadaşlar uzun zamandır kafamda biriktirdiğim soruları sormak zamanıdır bugün. eminim bu sorular cevapsız kalmayacaktır.
şimdi gelelim birinci soruya
1- bloglarda var olan izleyici bölümü ne için kurulmuştur?
buraya yazmasamda hergün düzenli olarak sizleri okurum hatta listemde olmayanlarınızıda. özellikle şu kampanya işine sardığımdan beri daha çok dikkatimi çekti. neden acaba insanlar sürekli izleyici biriktirmeye çalışıyor. bunu çok ciddi soruyorum. bunun bir karşılığı mı vardır benim bilmediğim. yoksa ben eksik mi kaldım. çünkü o butunu eklerken hiç birşey düşünmedim ben. düşünmem mi gerekiyordu? hatta hediyeler de ilk madde izleyicim olman gerekiyor diyor. sebep nedir?
2- yazı yazarken aklıma geldi şimdi. bu yazıları otomatik yayınlama menüsü var değil mi? çünkü bazı bloglarda okudum ben bunu. ben bilmiyorum acep nasıl yapılıyor. yoksa ben mi yanlış anladım öyle bir şey yok mu? yani ben yazıyı yazıp şu saatte yayınla desem oluyor mu?
3-bu resimleri büyük ekleyen arkadaşlara sorum. ben url den ekliyorum hatta html den ölçü değiştirmeye çalışıyorum ama yinede sizdekiler gibi büyük resimlerim olmuyor. reca etsem(rica değil dikkat) bana da söyleyebilir misiniz?
4- bloglarda artık neden hep ingilizce ağırlıklı yazılıyor. yani değişik kelimeler. eminim çoğumuz kullanıyoruzdur ama nedense bazı sitelerde okurken rahatsız edecek kadar çok. okuma kardeşim demeyin sakın bu çok basit olanı. ben kimseyi yargılamak için yazmıyorum bunları. çok ciddi merak ediyorum. bişeyler değişmiş ben eksik kalmışım hissi var. yani ben yazarken çok sıradan yazıyorum. gerçek gibi. bazen konuşur gibi. ama neyse ama sı kalsın. çok uzatmak istemiyorum. sadece merak ettiğim şeyleri yazdım.
bilmemek değil öğrenmemek ayıp demiş atalarımız. bir de ne demiş. bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. kusura bakmayın canlar kırk yıl köleniz olamicim ama kırk kere teşekkür ederim soru cevaplayanlara:)))
not: üst dudağımın tam ortasında bişeyler çıkıyor. sabah hiç birşey yoktu. şimdi nerden çıktı anlamadım. uçuk mu sivilce mi belli değil.. pıffff yaaaa.

YEMEK yemek

yaz geliyor zayıflamam lazım modunda değilim. Zira stresti, panik ataktı, mide ağrısıydı derken bir deri bir kemiğe dönen vücudumun buna hiç ihtiyacı yok. uzun zamandır canımın bişey istediğini hatırlamıyorum. ayyy ne güzel diyenlerinizin seslerini duyuyorum ama sakın ha.. hiç de güzel değil emin olun. hal böyle iken bugünlerde iştahı açılan ben çıkan göbeğimi hiç umursamadan durmadan yemek yiyorum.
memnunmu yum? evet kesinlikle. alabileceğim kilolar umurumda değil. yeterki canım bişeyler istesin ve ben yiyeyim. yukarıdaki kadın gibi kaşık sürekli elimde olabiliyor ve aynı resimdeki gibi o kaşık çikolata dolu olabiliyor. ogghhh yarasın. ya bu çok sinir bozucu bir yazı olmasın bazılarınız için. zira kesinlikle onun için yazılmamıştır. kimilerinizi okurken diyetteyim yazanlarınızı nasıl kıskandığımı bilemezsiniz. yemek yemek nasıl bir zevkmiş o dönemlerde anladım. sadece bir bardak suyla gün bitirdiğimi hatırlıyorum. hatta bir ara ben yemek yemeyerek öleceğim diye korkudan ağladığımı biliyorum.
bu sebeple diyet yapan arkadaşlara tavsiyemdir. kendinizi sıkmayın. sağlıklı olunda varsın kilolu olun hiç sorun değil.
not: bugünleri yaşadığımı unutmamak için yazılmıştır.

hediye var

ya tutamıyorum kendimi. çok da sinir oluyorum aslında ama .ee bir de hiç çıkmıyor zaten ama yine de neden katıldığımı anlayamıyorum. anlamsız...:)))
sanırım bu fırça seti harika beni kandıran o oldu.. diğer hediyelerde çok güzel.. katılmak isterseniz buyrun buraya..

22 Mart 2010 Pazartesi

taşınma raporu

ağrıyan kollar , uyku dolu gözler,

topukta basılan metal tokanın açtığı koca bir delik,

ellerde çamaşır suyu ve benzeri temizlik ürünlerinin açtığı delikler,

bacaklarda dağınık şekilde duran morluklar,

ayyy sayamayacağım daha fazla:) taşınma olayını yine de az bir zararla kapamışım. ama genel anlamda bıraksan rahat br hafta uyurum. çok yorgunummmm. süre az olsada ev yerleşti. emeği geçen herkese bir de buradan teşekkür ederim.

19 Mart 2010 Cuma

nerede olsam


**taşımacılık şirketi dün yaptırdığımız parkeyi delmiş. sabahtan beri kafayı yiyorum. şirketi aradım. bilgi verdim. patorn aradı. bir kadınla konuştuğunu unutacak kadar kaba. ağzıma geleni söyledim. yemin ediyorlar yeminede mi inamıyorsun diyor. cahilin teki beni dinsiz ilan etti. ahh yanımda olsaydın.
**ev sahibi oturmadığımız 3 ayın parasını da talep etmiş. ben hazirana kadar oturabilirsiniz dedim sizde tamam dediniz demiş. sanki sözleşme imzaladık. zaten 2 ayı peşin vermiştik. adam ben para borç yaptım siz 6 ay oturacaksınız diye demiş. ahh ben orada olsaydım.
**parkeyi döşeyen adam da taşımacılık şirketi de parkede ki delikleri kabul etmemiş. sanırım ben dün gece gidip kendim yaptım. deliyim ya. sonuca bağlanmamış.. ahh orada da olsaydım.
** boğazım şiş, ateşim var, iş çok. nerede olsaydım??

18 Mart 2010 Perşembe

TAŞIN--MA

taşınma ile ilgili tüm resimlerde kişilerin suratında manasız bir gülümseme var. kafayı yicem.ben miyim anormal olan. benim de gülmem mi gerekiyor.

koli görmek istemiyorum. bu kelimenin adı neden taşın ma olmuş anladım. adamlar diyor işte taşınma kardeşim.

yarın büyük gün. izin yok aklım hep evde kalacak. ne oldu gittimi bittimi.offff yaaa. eşim halledebilcek mi acep? ya sonrası? o koliler birde açılacak yerlerine yerleştirilecek..pufffff!!

şöyle ayaklarımı uzatsaaammmm. elime bir kitap alsam.. sessizlik..müzik falan istemem. ya çok mu şey istiyorum. bu arada kitap deyince. kitaplarımı kolilemedim. acaba adamlar zarar verirmi çok korkuyorum. listemide kaybettim. ya çalınma falan olursa nasıl anlıcam.. yok yok bugün gidip koliliyeyim ben en iyisi kıymetlilerimi. okumasamda onlar benim kıymetlim.

işyerinde son yarım saatim. asıl iş yarım saat sonra başlayacak. eve gidip son temizlikleri yapacam. sonra diğer eve geçip kolilere devam edecem. belki bir zaman uyurum.yine pufffff.

yazmadan olmazdı. yazdım rahatladım.oghhhhh..
öpüldünüz

17 Mart 2010 Çarşamba

ev'lendim



birileri gelip evimizi sırtlanıp götürse resimdeki gibi. ne iyi olur..

koliler, her tarafımıza saçılan çamaşırlar, bir türlü laf anlamayan ustalar, lar lar lar ...

evet taşınmak zor işmiş gerçekten anladım. oturduğumuz evin yağızın büyümesiyle birlikte bize dar geldiğinden taşınma zamanı demiştik. lakin ev alma fikri hiç aklımızda yoktu..kira paraları, evlerin berbatlığı ve kazanılan paraların hiç olması birleşince elimizi taşın altına koyalım dedik..ve hem bütçeye hem kendimize uygun ev aldık.

işler yolunda gidince ve kira sözleşmemizin tarihi bitincede hemen taşınalım dedik. cuma günü taşınıyoruz. ee haliyle bir koşturmadır sürüp gidiyor.

eşim bir haftalık izin hakkını taşınma için feda etmiş oldu. zavallı annem ve eşim koşturup duruyor. bende bir yandan taşıma şirketi ustalarla bağlantıları kuruyorum. evin boyası elektiriği ıvırı zıvırı yeni yapıldığı için öyle fazla masrafı yok. hoş fazla masrafı olsada bizde masraf yapacak para yok:)))

ne de olsa ev bizim evimizdir sonrada yapılır deyip giriyoruz içine. sadece yatak odası ve yağızın odasını parke döşeteceğiz. eski olan mutfak dolabı bizimle bir süre kalacak:))) zaten her masraf çıkartacağımda eşim uyarıyor beni. hani benim evim olsun nasıl olursa olsun diyordun şimdi ne oldu diye.. haklı kredi ödemesiydi dışarı borçlardı geçimdi derken elimizdek parayı ölçmemiz gerek. sonra ne yapılacaksa yapılır.umarım hakkımızda hayırlısı olur ve tüm isteyenlerin evi olur..

not..resim alıntıdır

13 Mart 2010 Cumartesi

oğlum..







Ne sıkıntılar gördü bu bünye..
Biliyorum bunun da altından kalkacak..
Güneşli günler yakın..
İçimde bahar konaklayacak…

****Büyüyorsun artık. Seni ilk yanıma getirdikleri anı hatırlıyorum.
Birde şimdi bak..artık yavaş yavaş ben olma yolundasın. Elimden geldiği kadar özgür bırakıyorum seni. Kararlarını kendin ver istiyorum. Senin için kendime kurallar koyuyorum. Her defasında senin bir parçam olmadığına ikna ya çalışıyorum kendimi. Bağlanmamaya çalışıyorum sana. Bağımlı olmamaya. Seviyorum seni başka türlüsü ne mümkün. ama baş etmezsem kendimle anneliğimin arkasına sığınırsam zarar veririm diye korkuyorum sana.*****

Artık bizi taklit etmeye başladın. Parmağını sallayıp hayır diyen babana sende parmağını salladın dün ilk kez kahkalarla.

Bu aralar korkuyorsun ani gelen her sesten. İki gecedir uykundan ağlayarak uyanıyor uzun süre sakinleşmiyorsun.

Bir görev verilmesi en keyif aldığın şey. Hele de biri poşet taşı derse değme keyfine. Dün eve gidene kadar poşeti kendin taşıdın.

Hala çok inatsın:) olmasını istediğin şeyi inatla kabul ettirmeye çalışıyorsun. Çok kızıyorum.

Birinin sana kızmasına, bağırmasına tahammülün yok. Dün yemeğe elini soktuğun için babanın kızmasına çok ağladın. Ne ben ne de baban tepki vermediğimiz için daha çok ağladın. En son ağlayarak babanın yanına gittin ve kucağına oturdun öyle sustun. Biri sana bağırdığı zaman o kişiden uzaklaşmak yerine onun kucağına gidiyorsun. Hala çözemedim bu davranışı.

Kelime sayın hala çok az. Ama ne istediğini hareketlerinle anlatabiliyorsun. Eğer uzakta bir şey isteyeceksen beni çekiştirip gel diyorsun. Bayılıyorum. Hala her şeye baba diyorsun. Bu hafta nene ye başladın ve mamaya. Acıktığın zaman mama diyorsun. Neneyi söylerken arada anni gibi çıkıyor:) baba dede nene mama gel kullanabildiğin kelimeler. Daha fazlası henüz yok. Dert etmiyorum.

***hayalini kurduğum bir anne olamadım. Senin için çok farklı hayallerim vardı. Her ilkini yazmak saklamak hatta hamilelikle birlikte başlamak olmadı olamadı. Umarım burada bundan sonra sana yazılar yazar hem kendimi hem seni anlatabilirim.

Dip not.. dün işten gedikten sonra ilk çılgınlığımızı yaptık. Saat 6.30 da parka gittik. İkimiz yalnız başımıza parkta oynadık. Kumları fırlatmak çok hoşuna gitti. Çok eğlendin. Dönüşte baba şaşırdı yaptığımız harekete ama bu bizim seninle yaptığımız ilk çılgınlıktı. (park gündüz bile ıssız olan bir park:))

5 Mart 2010 Cuma

8 mart hediyeleşme

bu hediyelere bir göz atın derim. gerçekten hepsi birbirinden güzel. 8 mart kadınlar gününe özel hediyeler...aşağıdaki linke bir tık..
http://shewolfcosmobeauty.blogspot.com/2010/03/8-mart-kadnlar-gunu-hediyelesme-son-2.html

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails