yeni bir program buldum..biraz kurcaladım..sonun da bu çıktı:)) acemilik için fena sayılmaz aslında ama daha iyileride olabilir değil mi:))
yok ben bunu beğendim bu kadarı da bana yeter derseniz hiç üzülmeyin hemen yapıveririm size:))
nasıl buldunuz beğendiniz mi diyecem cevap veren olmayacak..kızlar neredesiniz bakayım? neden sorularım hep cevapsız kalıyor:) küstünüz mü yahu? yani artık ihmal de etmiyorum blogumu.hatta biraz abartıp fazla zaman ayırdığım bile söylenebilir:) ama hala kendi kendime konuşuyor hissim mevcut..
neyse bu benim header denemem bir gösterivereyim dedim. görmemişin bir headeri olmuş hemen bloguna koymuş:)))
30 Ocak 2010 Cumartesi
şiir duvarı/*Sunay Akın*/
yazar hakkında:
Sunay Akın , Türk şair, yazar, gazeteci, araştırmacı, Trabzon’da doğdu. Lise öğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü’nden mezun oldu. İlk şiirleri 1984 yılında dergilerde yayınlanmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989′da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. 1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü Makiler şiiri ile kazandı. Buluşlara dayanan, genellikle kısa şiirlerinde, Orhan Veli şiirindeki bir özelliğin günümüzde sürdürümcüsüdür. Bu tür şiire pek de özgü olmayan, yumuşak, lirik bir ses tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya’nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.
23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, hayali olan İstanbul Oyuncak Müzesi’ni Göztepe, İstanbul’da tarihi dört katlı bir konakta açtı.
Sunay Akın ilk şiirini 9 yaşında meteoroloji müdürlüğünde çalışan bir memurun kızına yazar. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar. Mahsusçuktan!… Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra “Bir Şairdir Artık”, çocukluğunun geçtiği Trabzon’a gittiğinde sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Şairin ilk şiiri “Hava Muhalefeti” nedeniyle kayıptır.
bilirsiniz şiir sevdiğimi daha öncelerden. sunay akın da sevdiğim şairler arasında. Uzun zamandır yazı eklemediğim şiir duvarına bu kez sunay akını konuk edeyim dedim. Kendisi şehrime gelmesine rağmen yağız'ın hastalığı yüzünden gidememiştim. Giden arkadaşıma imzalaması için kitap bile verememiştim. Üzgünüm:(( Arkadaşımdan aldığım bilgilere göre kendisi çok hoş, alçakgönüllü ve gerçekten bilgili biriymiş. Odasına giden herkesle uzun uzun ilgilenmiş ve sohbet etmiş. Hiç kimseye burun kıvırmadan uzun uzun yazılarla kitaplarına renk katmış.Arkadaşım ablam için bir kitap imzalttığından birebir şahit oldum:) şekiller çizmiş kitabın sayfasına yazıyla birlikte.. böyle güzel bir yüreğin böyle güzel kaleminin olmaması şaşırtmamalı öyleyse değil mi? kendine olan hayranlığım bir kat daha arttı.. son kitabı Ay Hırsızı'nı henüz okumadım. okuyunca onun hakkında da yazarım mutlaka.. Şimdilik sizi şiirleriyle başbaşa bırakayım. Tabi ki benim en sevdiklerimden seçmelerle..
no:) Daha fazla bilgi için burayı ziyaret edin.
Sunay Akın 'dan seçmeler...
NAFTALİN
Eksik olan
bir yanı vardı aşkımızın
bir filminde
üç beş figüran dövüp
ata binmemesi
gibi cüneyt arkın'ın
Haberin olsun
vermedim eskiciye
yırtık ayakkabılarımı
nasıl ayrılırım ki onlardan
kapınızın önünde
az mı çıkarıp
giymiştim
Naftalinedim bende kalan yün kazağını
söylemiş miydim size
naftalin
ki güvelere karşı kullandığı
kimyasal silahıdır
anıların
******************************************
YALNIZLIK
Şemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan
Daha da hüzünlendirir her gece
kentin sokaklarını
bekçinin nefesiyle
düdüğün içinde dönen
nohut taneciğinin
yalnızlığı
Ne çok sevinirim bilseniz
bir yılan
mezarıma girerde
göğüs kafesimin kemikleri içinde
kış uykusuna
yatarsa
**************************
GÖZYAŞI
Odunsuz bir sobanın
yanında titreyen
çocuğu görse yağmur
gözyaşlarını odaya
tavanarasındaki delikten
usulca bırakır
*********
GİDERKEN (ÇUKUR)
Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur
Sunay Akın , Türk şair, yazar, gazeteci, araştırmacı, Trabzon’da doğdu. Lise öğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü’nden mezun oldu. İlk şiirleri 1984 yılında dergilerde yayınlanmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989′da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. 1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü Makiler şiiri ile kazandı. Buluşlara dayanan, genellikle kısa şiirlerinde, Orhan Veli şiirindeki bir özelliğin günümüzde sürdürümcüsüdür. Bu tür şiire pek de özgü olmayan, yumuşak, lirik bir ses tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya’nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.
23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, hayali olan İstanbul Oyuncak Müzesi’ni Göztepe, İstanbul’da tarihi dört katlı bir konakta açtı.
Sunay Akın ilk şiirini 9 yaşında meteoroloji müdürlüğünde çalışan bir memurun kızına yazar. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar. Mahsusçuktan!… Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra “Bir Şairdir Artık”, çocukluğunun geçtiği Trabzon’a gittiğinde sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Şairin ilk şiiri “Hava Muhalefeti” nedeniyle kayıptır.
bilirsiniz şiir sevdiğimi daha öncelerden. sunay akın da sevdiğim şairler arasında. Uzun zamandır yazı eklemediğim şiir duvarına bu kez sunay akını konuk edeyim dedim. Kendisi şehrime gelmesine rağmen yağız'ın hastalığı yüzünden gidememiştim. Giden arkadaşıma imzalaması için kitap bile verememiştim. Üzgünüm:(( Arkadaşımdan aldığım bilgilere göre kendisi çok hoş, alçakgönüllü ve gerçekten bilgili biriymiş. Odasına giden herkesle uzun uzun ilgilenmiş ve sohbet etmiş. Hiç kimseye burun kıvırmadan uzun uzun yazılarla kitaplarına renk katmış.Arkadaşım ablam için bir kitap imzalttığından birebir şahit oldum:) şekiller çizmiş kitabın sayfasına yazıyla birlikte.. böyle güzel bir yüreğin böyle güzel kaleminin olmaması şaşırtmamalı öyleyse değil mi? kendine olan hayranlığım bir kat daha arttı.. son kitabı Ay Hırsızı'nı henüz okumadım. okuyunca onun hakkında da yazarım mutlaka.. Şimdilik sizi şiirleriyle başbaşa bırakayım. Tabi ki benim en sevdiklerimden seçmelerle..
no:) Daha fazla bilgi için burayı ziyaret edin.
Sunay Akın 'dan seçmeler...
NAFTALİN
Eksik olan
bir yanı vardı aşkımızın
bir filminde
üç beş figüran dövüp
ata binmemesi
gibi cüneyt arkın'ın
Haberin olsun
vermedim eskiciye
yırtık ayakkabılarımı
nasıl ayrılırım ki onlardan
kapınızın önünde
az mı çıkarıp
giymiştim
Naftalinedim bende kalan yün kazağını
söylemiş miydim size
naftalin
ki güvelere karşı kullandığı
kimyasal silahıdır
anıların
******************************************
YALNIZLIK
Şemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan
Daha da hüzünlendirir her gece
kentin sokaklarını
bekçinin nefesiyle
düdüğün içinde dönen
nohut taneciğinin
yalnızlığı
Ne çok sevinirim bilseniz
bir yılan
mezarıma girerde
göğüs kafesimin kemikleri içinde
kış uykusuna
yatarsa
**************************
GÖZYAŞI
Odunsuz bir sobanın
yanında titreyen
çocuğu görse yağmur
gözyaşlarını odaya
tavanarasındaki delikten
usulca bırakır
*********
GİDERKEN (ÇUKUR)
Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur
29 Ocak 2010 Cuma
kulaktan ateşölçerimiz
Braun Thermoscan IRT 3020 Ateş Ölçer
yağızın hastalıkları bitmek bilmediğinden ve genelde hep ateşli hastalık geçirdiğinden ateş ölçerimizi değiştirme kararı almıştım biliyorsunuz. yağız zaten inatçı ve bir o kadar da huysuz olduğu için ateş ölçmek bizim için tam bir işkenceye dönüyordu. koltuk altına sokmaya çalışırsın olmaz, farzet ki yerleştirdin o uzuuuunnn süreyi yağız efendi beklemez. kafayı yiyen ben bir türlü ateşini öğrenemezdim. baktım olacak gibi değil yeter dedim ve yukarıdaki şahaneyi aldım:) şahane diyorum çünkü kulağı yerleştirmemizle ateşini öğrenmemiz bir oluyor. ayrıca bizim velet ne yaptığımızı anlamak için öylece duruyor:)))
uzun araştırmalarım sonunda sanalreyonumdan aldım ürünü..hem fiyatı uygundu hemde çok çabuk elime ulaştı. tek sorun 21 adet yazan filtrenin 10 adet gelmesi.onun içinde aradım. şirketle görüşüp haber vermelerini bekliyorum.
onca ıvır zıvır şeye dünya paralar öderken neden böyle birşeyi atladığımıda düşünmeden edemiyorum..ama kendimi bağışlıyorum hemen. zaten her vırtında zırtında anında doktorunun yanında olduğumuz için eksikliğini hissetmemiş olabilirim diyorum:)
ürün kullanıldı ve memnun kalındı..nacizane önerimdir:))
Etiketler:
braun ateş ölçer,
braun thermoscan,
kulaktan ateş ölçer
hay benim şu inadıma..
yahu teknolojiden çok anlamıyorsun madem ne diye durmadan şablon değiştiriyorsun arakadaşım..
tek istediğim düz beyaz zeminde yazı yazmaktı..ne oldu şimdi herbirşeyim kayboldu yahu..ekrana getiremiyorum..acil yardımmmmmm
tek istediğim düz beyaz zeminde yazı yazmaktı..ne oldu şimdi herbirşeyim kayboldu yahu..ekrana getiremiyorum..acil yardımmmmmm
geç kalınmış bir yazı..
yağızın doğum gününden hiç bahsetmediği mi fark ettim. aslında yağızdan hiç bahsetmediğimi farkettim. aslında hamileyken ne güzel planlar kurmuştum. hamileyken başlayacaktım günlük tutmaya. sonrasında ilklerini not edecektim hep. ama planlar her zaman uygulanamıyor.yağızın ilk altı aylık dönemini hiç hatırlamıyorum bile.. hayatımızı karartan doktorun söylediği bir kelimeyle yağızın duyup duymadığı endişesiyle geçti güzelim günler.
şimdi bile hala sık sık yazmayan belkide yarın bana sorabileceği detayları yazmaya üşenen baş belası bir anneyim:))
daha fazla kendimi aşağaılamadan geçeyim yazıya.. öyle aman aman yazacak bir doğumgünü değildi. en azından benim planladığım kafamda canlandırdığım şekilde geçmedi. malum yılbaşı gecesi öyle kalabalık bir grup da kuramadık. zaten bir yemek telaşı, sonrasında uykusu gelen yağızın huysuzlukları derken geçti ilk doğumgünü. pasta tasarladığımdan ve tarif edilenden bambaşka geldi. fotoğraf çekmek kimsenin aklına gelmedi:)) her gelen bir an önce kalkma sevdasına düştü:) ayy nasıl bir doğum günü yazısı oldu yahu:) içim şişmiş.
zaten harika bir partide olsaydı yağızın umrunda olmayacaktı diye avutuyorum kendimi. biz daha çok eğlenecektik sadece. gerçekten hatırlayacağı doğumgünlerinde harika organizasyonlar yapacak annesi güzeline.. söz oğluşum..
bu arada ilk yaş lavantaları yaptım oğluma. gelenlere dağıttık..i
not:)bu yazı niçin yazıldı amacı neydi bilinmemektedir. sanırım yazarınız bu soğuk günlerde hastalıkla ve depresyonla boğuşurken sadece saçmalamaktadır. idare edile:))
jasminin hediye çekilişi
jasmin dekopazar işbirliğiyle bir çekiliş düzenlemiş.özellikle yumurta pişiriciye bayıldım..sizde katılıp şansınızı denemek isterseniz aşağıda linke bir tık yeter:)
http://firsatkosesi.blogspot.com/2010/01/jasmin-dekopazardan-sevgililer-gunu.html
http://firsatkosesi.blogspot.com/2010/01/jasmin-dekopazardan-sevgililer-gunu.html
26 Ocak 2010 Salı
hastalık:((
hastalıklar bir yaşında da yakamızı bırakmayacak gibi. anlamıyorum bu çocuk sokakta büyüse bu kadar hasta olmaz..bir çaresini bulamadım. nedenini de. pazar akşamı yağız mamaya kalktığında ateşini fark ettim. hemen babasını kaldırdım. ateş düşürücüyle düştü ateşi. her saat başı kalkıp kontrol ettik. dün sabah anneme götürürken yine ateşliydi yine ateş düşürücü içirdik ve anneme teslim ettik. gündüz annemde bir göstereyim diye evin yanındaki sağlık ocağına götürmüş. kadın boğaz enfeksiyonu ve diş demiş. ben zaten iş yerinde içim içimi yiyordu. akşam üzeri annem iyi diyerek yağızı dayısına bırakıp ablamı doktora götürmüş. abimi aradığımda yağızın sıcak olduğunu ama anlamadığını söledi. bende hemen izin alıp koşarak eve gittim. gittim ki ne göreyim. çocuk resmen pancar gibi. hemen üstünü incelttim ve ateşini ölçtüm. derece 39 lara vardığında dedim heralde bu yanlış. çocuğu kaptığım gibi doktoruna götürdüm. ama elim ayağım tutmuyor. ateş düşürücü içirmeme rağmen ateş 38,8 di. hemen soydurduk eller ayaklar yüz yıkandı. bir fitil verildi. doktorumuz gördü hemen. oda boğaz enfeksiyonu dedi ama öksürükte var dedi. şurupla geçmez iğne verecem dedi. hemen iğne aldık onuda vurdurduk. allahtan yarım saat içinde ateş 37,1 e düştü. ama o arada yağızım durmadan ağladı. kucağımdan kimseye gitmedi.. çaresizlik ne demekmiş o anda daha iyi anladım. evladım kucağımda ateşler içinde yanarken elim kolum bağlı öyle seyrettim. bizimle birlikte 4 çocuk daha öyle soydurulup gezdirildi. salgınmıdır nedir anlamadım. eve geldiğimizde biraz uyudu yavrum. sonra yine kalktı.huzursuzdu çok. gece burnu tıkandı öksürdü ağladı yatmadı.tabi ki bizde. her üç saatte bir ateş düşürücü verdik doktor tavsiyesiyle. bir sefer dolven bir sefer calpol. ama ateş ölçmenin bir işkence olduğunu anladık digital ateş ölçerle. o yüzden kulaktan ölçer bir alet alacağım. eğer kullanan varsa tavsiyelerini beklerim..allah herkesin evladını esirgesin..
not:)artık beni kimse okumuyor mu nedir? hiç yorum yazan yok yahu içerliyorum dostlar:))
not:)artık beni kimse okumuyor mu nedir? hiç yorum yazan yok yahu içerliyorum dostlar:))
tatlı su incisi kampanyası
Eski bir inanışa göre yaşını almış yerliler der ki; “Bir inci içinde Sihrin gücünü gizler”
''Ve her kim ki açarsa O istiridyeyi, tüm güzel rüyaları gerçeğe döner''... Önce Bir dilek tutun ve içinden çıkan incinin rengine dikkat edin....
TATLI SU İNCİSİ
Konserve içerisinde, deniz suyunda özel olarak muhafaza edilmiş gerçek istiridye içerisinde, gerçek inci ve inciyi yerleştirip kullanabileceğiniz kolye ucu ve zinciri de yanında harika bir inci kolye.
İstiridye, özel konserve kutu içerisinde muhafaza ediliyor. Katkılı deniz suyu içerisinde saklanan istiridyenin canlı kalması sağlanıyor ve ilk kez açılan istiridye kabuğundan çıkan inci, yine ilk kez hediyeyi alan tarafından görülmüş oluyor. Özenle açılan istiridyenin içerisinden beş farklı renkte inci çıkabiliyor. Beyaz sağlığı, krem mutluluğu, şeftali aşkı, mor zenginliği ve siyah bilgeliği ifade ediyor.
Ayrıca sitede birbirinden güzel inci kolye modelleri bulunuyor.
istiridyeinci.com.tr
Peki, siz de bu güzel inci'ye sahip olmak için ne yapmanız gerekiyor?
Hemen yazıyorum :)
1- Klasik olarak blogun izleyicisi olmanız,
bu posta yorum bırakmanız (Ad-Soyad belirtiniz!)
2- istiridyeinci.com.tr web sitesine üye olmanız,
3- facebook-İstiridye İnci sayfasının hayranı olmanız...
*Kampanyamız 20 Ocak - 29 Ocak tarihleri arasında çekiliş ile düzenlenecektir.
*Kargo ücreti tarafımızdan ödenecektir.
*Rev. Yorumlarda Ad-Soyad belirtilmesi gereklidir.
kampanya burada http://minakarenim.blogspot.com/2010/01/dunyann-en-degerli-akoya-incisine-sahip.html#comments
kitapixs ve mina karenin kampanyası
minakaren nin sitesine uğradığımda gördüm bu siteyi..sizde benim gibi kitaplarına çok değer veriyorsanız onlar için hiç bir yer beğenmiyorsanız bu siteye uğrayın derim..kitap modası olsa gerek bu kitaplıklar. ne de güzel durur içinde kimbilir kitaplar..eğer sizde bu kitaplıklardan sevgililer gününde hediye almak isterseniz buradadaki şartları yerine gitirin ve çekilişe katılın derim..
21 Ocak 2010 Perşembe
sevgililer günü hediyesi
http://kelebek-makbule.blogspot.com/2010/01/sevgililer-gunu-hediyeniz-king-ve.html bu linke tıkladığınızda sevgililer günü için çekiliş kampanyasına katılabilirsiniz:)
20 Ocak 2010 Çarşamba
erman toroğlu
ben bu yaşıma kadar futbolla hiç içiçe olmadım..haz almadım, hiç araştırıp bu nedir diye öğreneyim demedim.nedendir bilmem.çünkkü birşey hakkında konuşulanı anlayım diyerek bile bilgi sahibi olurum..ama nedense bu konuya hiç yokmuş gibi davrandım:) biliyorum aranızda kızacak kişi çok bana..ama ne yapayım bu böyle:) bugün okuduğum şu haberde de çok şaşırdım açıkçası. erman hocanın unutulmazları başlığıyla okuduğum cümleler şok edici.erman toroğlu hakkında çok bilgim yok.eski hakem ve spor yorumcusu olduğunu biliyorum yetiyor.ama bu nasıl bir üsluptur anlamadım. kullandığı kelimeler ekranda kullanılacak kelimeler değil. yani bu erkek sporudur diye düşünüp erkeklerde nasıl olsa bu dili kullanıyor diyerek mi bu kadar rahat argo kullanmış acaba merak ettim? ama biliyorum ki bu sporla ilgilenen kadın sayısı da oldukça fazla..yani ben bu sporla ilgilenen biri olsam, hadi şu yorumları da bir seyredeyim desem karşıma erman toroğlu çıksa bu sporla ilgilenmeyi oracıkta bırakırım..kendisi benzetme yapmaya çalışmış sanırım ama kullandığı kelimeleri seçmek zorunda değil ki.argo kullanmadanda o durumu açıklayabilecek bir sürü cümle kurabilir..şaşırdım, yadırgadım. iyiki ekranda bu açıklamaları duymamışım dedim..
14 şubat hediyeleri
14 şubat için çok güzel ve özel bir hediye kampanyası:))aşağıdaki linki tıklayın derim:)
http://shewolfcosmobeauty.blogspot.com/2010/01/14-subat-sevgililer-gunune-ozel.html
http://shewolfcosmobeauty.blogspot.com/2010/01/14-subat-sevgililer-gunune-ozel.html
19 Ocak 2010 Salı
moda
bloglar arasında gezerken rastaldım bu siteye..incelerken gözüme takılanlar oldu hatta bunlar benim olsun dediklerim..yukarıdaki kombin örneğin sade bir okadarda göz alıcı..
ve tabi ki vazgeçilmezim siyah..model de öyle bir gözalıcılık yok belki ..ama siyah ve sade oluşu beni cezbeden zaten..bu iki kombinide istiyorum dolabımda..aslında siteyi gezerseniz çok güzel kıyafetler olduğunu göreceksiniz..ben yinede bu ikisiyle yetindim yani çok kanaatkarım:)
birde yukarıda ki ayakkabılardan istiyorum..mümkün müdür? kış bitmeden (bizim buralarda bitmek üzere de:) almak istiyorum bu tarz botlardan..ancak çok daha az topuklusunu alıp her zaman kullanmak istiyorum..yalnız bu ikisinin benzerini görürseniz bir zahmet bana haber verir misiniz:) zira bayıldım kendilerine:)birde mini etekli olan kombinin bluzundan bulursanız haber verin ne olur kızlar ne olurrr:)))
18 Ocak 2010 Pazartesi
askıda ekmek
sevgili hayal yeni karşılaştığım bir blogger..kendisini sürekli izler oldum..geçenler de yazdığı yazıyı çok beğendiğim için yayınlamak için izin istedim..teşekkürler sevgili hayal..
Yahu ben ne ağlak ne sulu zırtlak oldum böyle... Askıda ekmek bile ağlatıyor beni bu acaba 35 yaşa 35 adım kaldı ağlaması mı hehe :)Dün diyetisyenin muayehanesinin yanındaki fırında, daha önce farketmediğim bir tabela gördüm, "askıda ekmek".. Bu yazıyı okuyan herkesin bunu bildiğini sanıyorum ama kayda geçmesi için yazacağım. Olayın asıl çıkışı askıda kahve olup, yıllar önce ya Bütün Dünya'da ya da Tavuk Suyuna Çorba'da okumuştum.. Birileri bir pubda kahve içiyor (bu Avrupa'da kahveye çok düşkün olunan ülkelerden birinde) ve kendinden sonra gelen bir kişi için kahve parasını ödüyor.. Pub sahibi bu kahveyi askıya asıyor ve dükkanına gelen parası olmayan bir kişiye ikram ediyor.. Mantık şahane (ben bunu nasıl akıl edemedim dedirten bir fikir)..Bunun daha da şahane uyarlamasını ülkemde birkaç yıl önce bir Ramazan ayında bir kampanya ile hayırseverler başlatmıştı. Askıda ekmek satılan bir fırın / bakkala gidiyorsunuz, bir ya da daha çok ekmek alıp askıya asıyorsunuz. Daha sonra, ekmeğe ihtiyacı olan, ekmek alacak parası olmayan birileri bu fırına gelip, utanmadan sıkılmadan, çekinmeden askıdan istedikleri kadar ekmek alıp gidiyorlar.... Fikir şahane.Alanla veren karşılaşıp utanmıyor. Sağ elin verdiğiyle sol el böbürlenmiyor. Belki aç birinden gelen bir hayır duası (bütün kapıları açmaz mı?)Altı üstü bir ekmek parası.. Otoparktaki valeye verdiğimiz bahşişin onda biri nerdeyse. Öyle değil mi?Ben bu kampanyaya artık biryerlerde rastlayacağımı sanmazken, dün karşılaşınca çok duygulandım.Hemen içeri girdim, askıda ekmek var mı dedim.. Kız bir tahta gösterdi (yazı tahtası).. Şimdiye kadar dağıtılan ekmekler (4bin civarı), gelen ve giden diye iki hane var.. Askıda ekmek aldığınızda size bir kalem veriyor, gidip tahtada gelen bölümüne sayıyı yazıyorsunuz.. Dükkana gelen bir ihtiyaç sahibi, tahtaya bakıp, askıda ekmek varsa kasadan alıp gidiyor.Şahane... de niye ağladım görünce onu anlamadım :) (Aslında bi doluluk var, habire gözlerim sulanıyor ağlasam rahatlasam ama Allah kötüden ağlatmasın sevinçten ağlatsın öyle değil mi?)Bu fırın Maltepe Minibüs yolunda eski Dünya yeni Bölge hastanesinin tam karşısı, Final dersanesi ve TEB bankanın da karşısı. Yakınında olanlar.. Yolu düşenler...Belki siz de gidip askıya ekmek alırsınız. Ama siz ağlamayın :)Başka da bunun gibi yerler varsa söyleyin ki evi yakın olanlar da belki oraya uğrar.
http://hayalalani.blogspot.com/
hani benim yaşım eskiden diye başlayan cümleler kullanmaya yetmez belki..ama hatırladığım kadarıyla bu yardımlaşma önceden daha çoktu..insanlar karşındakinin gerçekten ihtiyacı olup olmadığını anlayabiliyordu..ya şimdi?
eminim bu uygulamayıda kötüye kullanacak çok insan vardır. peki ne yapmalı? kafamızdaki bu sorularla şüphelerle elimizi yağaımızı çekmeli mi insanlıktan? kenara çekilip bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla sürünmeli mi?hayır.. madem bir elin verdiğinden diğer elin haberi olmayacak güvenip verilecek ne lazımsa. yok sa insalığımızdan çıkarız.. şüphelerimizle ruhsuzlaşırız..
benim düşüncem bu..bilemiyorum sizlerin ne? ama hayal'in bahsettiği yere yolum düşecek olsa bende asarım askıya ekmek.. yüreğimin sesini dinlerdim..sizinde yolunuz düşerse sizde yüreğinizin sesini dinleyin ve asın bir ekmek..gerisi mi boşverin gitsin
Yahu ben ne ağlak ne sulu zırtlak oldum böyle... Askıda ekmek bile ağlatıyor beni bu acaba 35 yaşa 35 adım kaldı ağlaması mı hehe :)Dün diyetisyenin muayehanesinin yanındaki fırında, daha önce farketmediğim bir tabela gördüm, "askıda ekmek".. Bu yazıyı okuyan herkesin bunu bildiğini sanıyorum ama kayda geçmesi için yazacağım. Olayın asıl çıkışı askıda kahve olup, yıllar önce ya Bütün Dünya'da ya da Tavuk Suyuna Çorba'da okumuştum.. Birileri bir pubda kahve içiyor (bu Avrupa'da kahveye çok düşkün olunan ülkelerden birinde) ve kendinden sonra gelen bir kişi için kahve parasını ödüyor.. Pub sahibi bu kahveyi askıya asıyor ve dükkanına gelen parası olmayan bir kişiye ikram ediyor.. Mantık şahane (ben bunu nasıl akıl edemedim dedirten bir fikir)..Bunun daha da şahane uyarlamasını ülkemde birkaç yıl önce bir Ramazan ayında bir kampanya ile hayırseverler başlatmıştı. Askıda ekmek satılan bir fırın / bakkala gidiyorsunuz, bir ya da daha çok ekmek alıp askıya asıyorsunuz. Daha sonra, ekmeğe ihtiyacı olan, ekmek alacak parası olmayan birileri bu fırına gelip, utanmadan sıkılmadan, çekinmeden askıdan istedikleri kadar ekmek alıp gidiyorlar.... Fikir şahane.Alanla veren karşılaşıp utanmıyor. Sağ elin verdiğiyle sol el böbürlenmiyor. Belki aç birinden gelen bir hayır duası (bütün kapıları açmaz mı?)Altı üstü bir ekmek parası.. Otoparktaki valeye verdiğimiz bahşişin onda biri nerdeyse. Öyle değil mi?Ben bu kampanyaya artık biryerlerde rastlayacağımı sanmazken, dün karşılaşınca çok duygulandım.Hemen içeri girdim, askıda ekmek var mı dedim.. Kız bir tahta gösterdi (yazı tahtası).. Şimdiye kadar dağıtılan ekmekler (4bin civarı), gelen ve giden diye iki hane var.. Askıda ekmek aldığınızda size bir kalem veriyor, gidip tahtada gelen bölümüne sayıyı yazıyorsunuz.. Dükkana gelen bir ihtiyaç sahibi, tahtaya bakıp, askıda ekmek varsa kasadan alıp gidiyor.Şahane... de niye ağladım görünce onu anlamadım :) (Aslında bi doluluk var, habire gözlerim sulanıyor ağlasam rahatlasam ama Allah kötüden ağlatmasın sevinçten ağlatsın öyle değil mi?)Bu fırın Maltepe Minibüs yolunda eski Dünya yeni Bölge hastanesinin tam karşısı, Final dersanesi ve TEB bankanın da karşısı. Yakınında olanlar.. Yolu düşenler...Belki siz de gidip askıya ekmek alırsınız. Ama siz ağlamayın :)Başka da bunun gibi yerler varsa söyleyin ki evi yakın olanlar da belki oraya uğrar.
http://hayalalani.blogspot.com/
hani benim yaşım eskiden diye başlayan cümleler kullanmaya yetmez belki..ama hatırladığım kadarıyla bu yardımlaşma önceden daha çoktu..insanlar karşındakinin gerçekten ihtiyacı olup olmadığını anlayabiliyordu..ya şimdi?
eminim bu uygulamayıda kötüye kullanacak çok insan vardır. peki ne yapmalı? kafamızdaki bu sorularla şüphelerle elimizi yağaımızı çekmeli mi insanlıktan? kenara çekilip bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla sürünmeli mi?hayır.. madem bir elin verdiğinden diğer elin haberi olmayacak güvenip verilecek ne lazımsa. yok sa insalığımızdan çıkarız.. şüphelerimizle ruhsuzlaşırız..
benim düşüncem bu..bilemiyorum sizlerin ne? ama hayal'in bahsettiği yere yolum düşecek olsa bende asarım askıya ekmek.. yüreğimin sesini dinlerdim..sizinde yolunuz düşerse sizde yüreğinizin sesini dinleyin ve asın bir ekmek..gerisi mi boşverin gitsin
züleyhanın hediyeleri..
züleyhanın güzel hediye kampanyasına katılmak için aşağıdaki linki tıklayınız:))
http://zleyhaaa.blogspot.com/2010/01/evett-bende-hediye-cekilisimi.html
http://zleyhaaa.blogspot.com/2010/01/evett-bende-hediye-cekilisimi.html
17 Ocak 2010 Pazar
kozmosimin hediyeleriiii
kızlar kampanyalar devam ediyor. /kozmosim de hediyeleer harika..ben mi yine katılıyorum:)))link aşağıda ...
http://kozmosim.blogspot.com/2010/01/kozmosim-hediye-kampanyas.html#comment-form
http://kozmosim.blogspot.com/2010/01/kozmosim-hediye-kampanyas.html#comment-form
16 Ocak 2010 Cumartesi
bu havlular harika..
arkadaşlar sevgili aysel sevgililer gününe özel kampanya başlatmış..dahil olmak isteyenler link aşağıda..
http://kampanyamelegiaysell.blogspot.com/2010/01/nevresim-dunyasi-ve-aysellin-kampanyasi.html
http://kampanyamelegiaysell.blogspot.com/2010/01/nevresim-dunyasi-ve-aysellin-kampanyasi.html
saçlarım zavallı saçlarım
bilmem kadınlar hep aynımıdır? ama ben kendimi bildim bileli durmadan saçlarımla oynarım.keserim biçerim uzatırım boyarım bildiğin işkence yani:) aslında çocukluğuma indiğimde ailemin baskısı yüzünden bu hale geldiğimi düşünüyorum:)zira lise son sınıfa kadar bel hizasında püskül saçlarla gezmek zorunda kalan ben o zamnlardan hırs yapmış olabilirim..lise son yemeğinde saçlarımı omuz hizasında kestirdiğim için annemin bana küsmesi de olabilir:)
ben bu dolulukla üniversiteye başlayınca ilk iş saçlarımı kestirdim ve rengini değiştirdim.başlangıç bu..sonrası devam son hızla..ilk işimde çalışırken saçlarımın 15 günde rengini değiştirdiğimi bilirim. ve sık sık kısacık kestirdiğimi:)
hani yaş ilerledi bu hırs dinermi diye bekledim ama malesef aynı devam ediyor. yani bir renk tuttursam bile onun tonlarıyla oynuyorum bu kez de. en son kızılın her tonuna boyanmaktan harap olan saçlarımı tütün tonlarına transfer etmiş olan ben bu renginden tonlarından sıkılınca kuaförümü aradım bugün..dialog şu
-merhaba x abla befin ben:)
-aa selam canım nasılsın?
-teşekkür ya ben şey için aramıştım
-aa selam canım nasılsın?
-teşekkür ya ben şey için aramıştım
-sakın saçlarımı sarı yap deme
-ya evet onun için aradım yeter bekleyemeceğim ben artık geleyimde yap şu saçlarımı
-ya berfin 2 aydır o saçlarına neler yaptın bak sarı olmaz koparlar valla bak inan bana.
-ya kopsun ne yapayım çok sıkıldım.hem koparsa kısacık yaparız ben razıyım ya lütfen x ablaa.
-ya senin yüzünden ben bu işi bırakacam tamam gel pazara.ama bakarım eğer olmıcak gibiyse yapmam.
-öpüyorum seni, çok seviyorum pazar 6 da ordayım
-kızım biz 9 da açyoruz
-olsun kapıda beklerim ilk beni al:)))
ya bu kadın kuaförlüğü bırakırsa benden valla bak:)evet şimdi asıl konu bu.saçlarımı sarı yapmak istiyorum.fazla kalmıcak sonra hemen kızıl:) beğenirsem devam ederim..ama hala kararsızım nasıl bir ton olsa.sadece aralaramı attırsam yoksa tamamı mı? yukarıda resimlerden telefona yükleyip götürmek lazım giderken:)
15 Ocak 2010 Cuma
pasaj alışverişi
çoğunuzun haberi vardır pasaj.com dan..sonradan bloglarda gezerken çoğunuzun blogunda gördüm..ama ben değişik yüzük ararken rastladım bu siteye..
ve yukarıdaki yüzüğü görünce bu benim olmalı dedim:) artık parağımda bir uğur böceğiyle geziyorum..sitede gerçekten çok güzel ürünler var..hepsi el emeği göz nuru..yüzüğümün satıcısı mahmurprenses gerçekten çok anlayışlı ve sabırlı..kendisi satmadğı halde bana nazar boncuklu başka bir yüzük bile ayarladı..yılbaşından öncede elime geçti yüzüklerim..ayrıca kendisi çok hoş bir küpede yollamış bana yılbaşı hediyesi..şimdi bir sipariş daha aldık bu yüzükten..kendisine ilettim hemen..bu siteden alışveriş yapmak çok çok zevkli..herkese tavsiye ederim.ayrıca sevgili mahmurprensese yeniden teşekkür ederim..
14 Ocak 2010 Perşembe
tuananın dünyası
kampanyalar devam ediyor..kızlar ben bu işe sardım snaırım ayy bağımlılık mı oldu nedir?? kampanyalara katılmadan edemiyorum bir de dönüp kazanan kim diye merak etmiyorum artık ama yinede katılmadan duramıyorum:)))
yazı yazmayı unuttum valla:))
bakın sevgili tuanada bir kamoanya açmış..katılmak isteyenler buyursun..ama bak bende heyecan yaptım bende düzenleyeceğim böyle kampanyalar heyecanlı olur..onun heyecanını beklemek daha zevkli valla..neyse kampanya adresi aşağıda:))
http://nesetuana.blogspot.com/2010/01/hediye-var.html
yazı yazmayı unuttum valla:))
bakın sevgili tuanada bir kamoanya açmış..katılmak isteyenler buyursun..ama bak bende heyecan yaptım bende düzenleyeceğim böyle kampanyalar heyecanlı olur..onun heyecanını beklemek daha zevkli valla..neyse kampanya adresi aşağıda:))
http://nesetuana.blogspot.com/2010/01/hediye-var.html
13 Ocak 2010 Çarşamba
BERDİLEL'İN DUVAR STİCKER KAMPANYASI
kızlar bu siteye bir girinde bakın derim..harika dekoratif aynalar var..hepsi birbirinden güzel..sevgili berdilel de bu siteyle ortak bir kampanya başlatmış..onada dahil olmak isterseniz buraya uğrayacaksınız ve yapmanız gerekenleri yapacaksınız:)) ben hala bu kampanyaların içindeyim farkındaysanız ama sorun bir ne oldu sonuçlar diye:))
tabi ki hüsran:))ama hala her yarışmaya ben kazanacakmışım gibi dahil oluyorum ne yapayım hayatıma biraz heyecan:))
tabi ki hüsran:))ama hala her yarışmaya ben kazanacakmışım gibi dahil oluyorum ne yapayım hayatıma biraz heyecan:))
8 Ocak 2010 Cuma
....
canım sıkkın olduğunda yazmak istemiyorum buraya..öyle dert küpü gibi olmasın sayfam..
ama bugünlerde de hep canım sıkkın..
göğsümde oluşan ağrı bir türlü gitmiyor..
strese bağlı demişti kalp doktorum..ilaçlarımıda içiyorum ama ağrı hiç geçmiyor..
bugün şirket doktoruna göründüm..ciğer filmi çektirsen iyi olur dedi..
oda aynı belirtileri gösterebilirmiş..stresten olmasına razıyım..şimdi korkum daha da arttı..son zamanlarda çok yorulyorum..birde ciğerde problem çıkarsa tam artacak ankisiyetem..
hastalık düşünmekten bir hal oldum..
asık surat lı asabi gergin bir tip oldum..
eski halimi özlüyorum..
kafaya takmaz her şerden bir hayır çıkaran giyinip süslenen gezen tozan sevgi kelebeği halim geri gelsin bulsun beni istiyorum..
ama bir türlü gelmiyor..
belkide takıntı yaptım göğüs ağrısını o yüzden hep hissediyorum..olabilir mi acaba??
doktora gitmek istemiyorum..kötü bişey söylemesinden korkuyorum..
şu zıkkım sigaranın büyük etkisi var..
hastalandığımdan beri bırakma çabalarım hep boşa..ne zaman bırakacam desem daha çok içiyorum..
şu an sigara paketimi verdim arkadaşıma içmicem artık dedim..kaç dakika sürer bilmiyorum..
ama bu kez çok koktuğumdan bırakmak istiyorum..belki gerçekten bırakınca geçer bu ağrılar..
geçer değil mi? doktora gitmeli..sigarayı bırakmalı..
iyi olmalı..kendini toparlamalı...offf ne çok şey yapmalı..
ama bugünlerde de hep canım sıkkın..
göğsümde oluşan ağrı bir türlü gitmiyor..
strese bağlı demişti kalp doktorum..ilaçlarımıda içiyorum ama ağrı hiç geçmiyor..
bugün şirket doktoruna göründüm..ciğer filmi çektirsen iyi olur dedi..
oda aynı belirtileri gösterebilirmiş..stresten olmasına razıyım..şimdi korkum daha da arttı..son zamanlarda çok yorulyorum..birde ciğerde problem çıkarsa tam artacak ankisiyetem..
hastalık düşünmekten bir hal oldum..
asık surat lı asabi gergin bir tip oldum..
eski halimi özlüyorum..
kafaya takmaz her şerden bir hayır çıkaran giyinip süslenen gezen tozan sevgi kelebeği halim geri gelsin bulsun beni istiyorum..
ama bir türlü gelmiyor..
belkide takıntı yaptım göğüs ağrısını o yüzden hep hissediyorum..olabilir mi acaba??
doktora gitmek istemiyorum..kötü bişey söylemesinden korkuyorum..
şu zıkkım sigaranın büyük etkisi var..
hastalandığımdan beri bırakma çabalarım hep boşa..ne zaman bırakacam desem daha çok içiyorum..
şu an sigara paketimi verdim arkadaşıma içmicem artık dedim..kaç dakika sürer bilmiyorum..
ama bu kez çok koktuğumdan bırakmak istiyorum..belki gerçekten bırakınca geçer bu ağrılar..
geçer değil mi? doktora gitmeli..sigarayı bırakmalı..
iyi olmalı..kendini toparlamalı...offf ne çok şey yapmalı..
2 Ocak 2010 Cumartesi
kampanya meleği aysel:)
blogun ismine bayıldımmm:)) işte size bir kampanya daha..nıveanın yeni ürünü bir talihliye gidecek..neden biz olmayayım değil mi:))) hiç ihtimal vermiyorum ama...
http://kampanyamelegiaysell.blogspot.com/2009/12/aysellin-nivea-kampanyas.html
linke tıklayıp şansınızı deneyim derim..ben mi çoktan denedim bile:)) çok eğleniyorum gerçekten:))
http://kampanyamelegiaysell.blogspot.com/2009/12/aysellin-nivea-kampanyas.html
linke tıklayıp şansınızı deneyim derim..ben mi çoktan denedim bile:)) çok eğleniyorum gerçekten:))
:)))
ayy bir tanede burda yarışma var:))çıldırdım sanırım...çok gülüyorum kendime valla...yarışma kolik olurmuşum ben düşünsenize durmadan yarışmalara katılır en sonunda da kazanamadım diye var olan depresyonuma yenilerini eklemişim :))))
yukarıda ki linke tıklamnız yeter orada neler yapacağınız yazıyor..ben araştırmaya devam edcem bakalım daha neler bulacam:)))
bir yarışma daha
:))
kızlar bu çanta ve daha başka bir sürü hediye için birde şansınızı burda deneyin ne dersiniz:))
http://makeupmakyaj.blogspot.com/2009/12/cici-hediyelerim-var.html
makyaj dünyası...
makyaj bilgileri ararken bu siteye denk geldim..benim yarışmalarda hiç şansım olmamıştır şimdiye kadar..nedense şans oyunları talihlisi olmadım bir türlü:)) geçen gün laçinin sitesinde de bir yarışmaya denk geldim..cevabı yazıp gönderdim hemde bir kaç kez:)) bilin bakalım ne oldu..tabi ki kazanamadım:))) birde bu blogda deneyeyim dedim şansımı ne olur ne olmaz:)
sevgili beautymakeuplove yeni yılın ilk günlerinde güzel hediyeler veriyor..şansınızı deneyin derim....şans bu belki döner ne dersiniz:))
sanırım yorumları buraya bırakacağız..acemiyim ama peşimden gelin..hem eğlence hem biraz heyecann..:)) yazısını da yayınlayayım:))
sevgili beautymakeuplove yeni yılın ilk günlerinde güzel hediyeler veriyor..şansınızı deneyin derim....şans bu belki döner ne dersiniz:))
sanırım yorumları buraya bırakacağız..acemiyim ama peşimden gelin..hem eğlence hem biraz heyecann..:)) yazısını da yayınlayayım:))
hediyelerin resmi yukarıda...
Yılın ilk gününde bir çekiliş yapmak istedim. Çam sakızı çoban armağanı işte :)Yapmanız gerekenler:
1- İzleyicim olmanız.
2- Bu yazıma yorum bırakmanız. (adsızlar kabul edilmeyecektir)
3- Blogunuzda çekilişimden bahsetmeniz ve yorumuza linki eklemeniz. (Linki bildirmeyen yorumlar kabul edilmeyecektir)
4- Yaptığınız yorumlarda blogumla ilgili düşüncelerini alırsam çok sevinirim :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)